Saturday, January 9, 2010

Şuurlu Müslüman

Şuurlu Müslüman ifsada hizmet etmez! Erbakan, görev süresi dolan Ahmet Necdet Sezer’i eleştirdi.


m.gazete



Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Müslümanlığın önce şuur dini olduğunu belirterek, “Maharet sadece şeklen namaz kılmak, oruç tutmak ve sakal bırakmak değildir. Müslümanlık önce şuurla anlamaktır. Ben hayırlı amel işleyip ifsadı önleyeceğim demektir. Aklımızı başımıza alacağız. Şuurlu olacağız ve kendimizi cehennemden koruyacağız” ifadelerini kullandı.



Erbakan, görev süresi dolan Ahmet Necdet Sezer’i eleştirdi. Sezer’in millet tarafından tasvip edilmediğini belirten Erbakan, “Bu zamana kadar yaptığı beyanatları hep milletimize ters düşmüştür. Millet temsilcisinin dini inançlarına bağlılığı bakımından halk ıstırap çekmiştir. Ancak yapılacak birşey de yoktur. Cumhurbaşkanıdır. Millet yapılanları hep içine atmıştır” dedi.



NEVZAT ÖZPELİTOĞLU /



54. Hükümet Başbakanı ve Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Altınoluk’ta yaptığı geleneksel Cuma sohbetinde ülke meselelerine değinirken 4 önemli nokta üzerinde durulması gerektiğini anlatarak şöyle konuştu: “Birincisi, bir seçim geçirdik ve bu seçimlerde ne oldu? İkincisi, seçimlerden sonra bir ay geçti bu bir ay zarfında ne oldu? Üçüncüsü, bu geçen zaman bizim lehimize mi işledi yoksa aleyhimize mi işledi? Dördüncüsü ise, inançlı insanlar olarak ne yapmamız lazımdır? Önce bir defa unutmayalım ki seçimler bir hava meselesidir. Bir rüzgâr eser, insanlar o rüzgârın tesiri altında kalırlar ve hele bir de sağlam ölçüleri, şuurları tam yerinde değilse bu takdirde yapılan propagandalara kolaylıkla kapılırlar, estirilen rüzgâra tabi olurlar. Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de böyle oldu. Önemli olan bu rüzgârın hayır yolunda esmesidir.”



“Halk başörtüsü düşmanlığı istemediği için AKP’ye oy verdi”

Erbakan seçimlerde estirilen rüzgâra değinerek şöyle konuştu: “Önce bir defa şu giden Cumhurbaşkanı hiçbir zaman millet tarafından tasvip edilmemiştir. Bütün beyanatları hep milletimize ters düşmüştür. Millet temsilcisinin dini inançlarına bağlılığı bakımından halk ızdırap çekmiştir. Ancak yapılacak bir şey de yoktur, Cumhurbaşkanıdır. Millet bunun yaptıklarını konuştuklarını hep içine atmıştır. Ve bir imkân olsa da bunun acısını alsam diye içinde biriktirmiştir. Bundan başka bir YÖK var ülkemizde. İmam Hatiplerin kat sayılarıyla oynuyor. Başörtülü evlatlarımızı imtihanlara sokmuyor, din derslerinin içini boşaltıyor, sürekli olarak milletimizin Millî ve manevi değerlerine dil uzatıyor. Milletimiz bundan da hoşnut olmuyor. Bunun yaptıklarını da içinde biriktiriyor. Biriktiriyor fakat elinde yapacak bir şeyi de olmadığı için bir imkân bulsam da bunun acısını alsam diye susuyor. Bunlara ilaveten bir de CHP var. Bu CHP, bu AKP için adeta bir kaynak olmuştur. AKP’nin bir nevi tehdit ettiği insanlar bu defa kurtuluş için AKP’ye sarılmışlardır. Yani ekilen tohumlar seçim zamanı biçilmiştir.”



Bir dördüncü önemli nokta ise Cumhuriyet Mitingi adı altında yapılan mitinglerdir. Bu mitingleri köy kahvesinde izleyen bizim Kasketli Ahmet’i bir düşünün. Kasketli Ahmet 3 milyonluk mitingleri görünce hemen aklına 3 yıl evvel Filipinler’de, Endenozya’da olan tsunamiler geldi. Çünkü bu felâketi unutmadı hâlâ hatırında. Mitingleri ve atılan sloganları da duyunca ‘yahu bunlar din düşmanlığı yapıyorlar. Şayet Halk partisi iktidara gelirse korkunç bir din düşmanlığı yapar, öyleyse aman bunlara fırsat vermeyeyim. Tsunaminin önüne dalga kıran koyayım. Aman bu CHP gelmesin. Çünkü ben din düşmanlığı istemiyorum, ben başörtüsü düşmanlığı istemiyorum’ dedi ve ayrıca bu zatın hanımı başörtülü, bu adam bundan dolayı Cumhurbaşkanı olamaz yaygaraları da ortaya atılınca millet patlama noktasına geldi ve başörtüsüne uzanan ellere karşı nefret duydu” ifadelerini kullandı.



“Kelime-i şahadet yetmez”

Erbakan, “Bakın biraz evvel camide hoca efendi ne güzel söyledi. Bir insan ömrü boyunca bir defa kelime-i şahadet getirirse sonunda cennete gitmeye hak kazanır. Ne diyorum dikkat edin. Sonunda cennete gitmeye hak kazanır. Peki, ara yerde günah işlediyse? O zaman cehenneme gider, Kelime-i şahadet getirdiği halde. Kelime-i şahadet insanı sonunda cennete götürür ama cehennemden tamamen korumaz. Günah işleyip Cenab-ı Hakk’ın affına mazhar olmazsa gidişat cehennemdir! Müslümanların inancı dün böyleydi, bugün de böyle. Bunu ben söylemiyorum dinimiz söylüyor. Allah cümlemizi böyle bir akıbetten muhafaza buyursun” şeklinde konuştu.

Millî Görüş Lideri Erbakan, “Öyleyse aklımızı başımıza almak zorundayız. Kelime-i Şahadet getirmekte bir yerde yetmiyor. Şuurlu Müslüman olacağız, kendimizi cehennemden koruyacağız. Nasıl koruyacağız? Cenab-ı Hak bize nasıl korunacağımızı göstermiş. Rabbimizin gönderdiği kitap oku diye başlıyor. Okuyup neyi öğreneceğiz? Hayır nedir, şer nedir. Salih amel nedir, ifsat nedir bunları öğreneceğiz. İyi insan olmak için hayra hizmet edeceğiz, şerri önleyeceğiz. Müslümanlık demek bu demektir” ifadelerini kullandı. “Maharet şeklen namaz kılmak değil, oruç tutmak değil, sakal bırakmak değil” diyen Erbakan, “Müslümanlık önce şuurla anlamaktır. Ben hayırlı amel işleyip ifsadı önleyeceğim demektir” ifadelerini kullandı.



Kötülükler, iktidarla önlenir

Erbakan sözlerini şu şekilde tamamladı: “Kötülükler iktidar ile önlenir. Şuurlu yönetimle önlenir. Peki buraya kadar saydığımız kötülükleri yapan bir iktidar iyi niyetle desteklenirse ne olur? İfsada hizmet etmiş olunur. Şuurlu Müslüman şartlar ne olursa olsun ifsada hizmet etmez. Şuurlu Müslüman akılla hareket eder. Benim bu yaptıklarım hayra mı hizmet ediyor, yoksa şerre mi bunu bilir. Müslüman şekle bakarak aldanmayacak, akıllı adam olacak. Bu da ancak şuurla olur.”



“AKP dikenlerin gübresidir!”

Erbakan sözlerinin bir bölümünde sakallı Hüsnü diye tanımladığı AKP ye oy veren cemaate sorarak, nereden kaçıyorsun ey sakallı Hüsnü? Bak bu din düşmanları geliyor. Bunlar şayet CHP olarak iktidara gelirse diye kaçıyorsun öyle mi? Bu din düşmanlığı dediğin bu dikenler nasıl oldu da bu kadar çoğaldı? Sen işin hâlâ farkında değilsin ey sakallı Hüsnü!



Bu sarıldığın AKP bu dikenlerin gübresidir. Bu dikenleri o besliyor. Neden? Çünkü Referansım İslam değildir diye ortaya çıktı. Millî Görüş gömleğini çıkarttım dedi. Avrupa Birliği’ne her halûkârda gireceğim diyor. Zina suç olmaz diye kanun çıkarıyor. Başörtüsü meselemiz değildir diyor. Esnaf kredisi yerine domuz kredisi çıkarttı. 4–5 yıldan beri bunları yapa yapa bütün bu din düşmanlarını o besledi. Sen şimdi gitmişsin ve bu din düşmanlarından kaçarken ilaca sarılman lazım gelirken, gübreye CHP dikeninin gübresine sarılıyorsun. Yahu o dikenleri bu gübre büyütüyor. Sen çok ters bir iş yaptın sakallı Hüsnü! Bir şey yapıyorum zannettin, din düşmanından kaçıyorum zannettin amma ne yaptığının farkında bile değilsin. Şimdi böyle bir seçim gerçeğini yaşadığımız için bu sebeple Şuur diyorum.”



Tsunamiye karşı dalgakıran!

Bütün bunlar biriktikten sonra seçim yapıldı. Bu seçimler esnasında zaten medya işbirlikçilerin elindeydi ve onların yanında yer aldı. Siyonizme hizmet edenlerin yanında yer aldı. Ve milletimizi var güçleriyle istedikleri istikamete sürüklemeyi başardılar. Milletimiz de bu tsunamilerden kaçmak için bir sığınak aradı. Millet nereye gidecek? Elbette Saadet Partisi’ne. Ancak Saadet Partisi geçen seçimlerde Yüzde 3 oy almış acaba barajı geçer mi? Acaba tek başına iktidar olabilir mi? Kafasında hep bu sual var. Oyum boşa gider mi dedi ve ne bulduysa dalga kıran yapmak için önüne yığdı. Moloz, çer-çöp, cam kırığı, şişe hepsini topladı bir araya ki buna AKP deniliyor. Böylece bu gelen tsunamiye karşı dalgakıran yapmaya çalıştı.

No comments:

Post a Comment