Sunday, January 29, 2012

Yahudilere düşmanlığın sebebi ve çözümü

Seminer (tefsir) notlarının devamı... Bize göre; araştırılması gereken görüşle: -"İsrail oğulları" seçilmiş bir kavmi ifade eder. -"Ellezîne Hâdû" Tevrat'ı benimseyen din mensuplarını ifade eder. İsrail oğullarından olması şart değildir. -"Hud" Tevrat'ın müntesiplerini ifade eder. Bizdeki mü'mine tekabül eder. -"Yahudi" de kanserleşmiş hücre misali kötü Yahudileri ifade eder. Yani, burada gelen ifadeyle bütün İsrail oğullarını veya Tevrat ehlini değil, sadece kötü olanları içermekte. Bu inceliklere bakmadan bütün Yahudileri düşman görmek hatalıdır. Burada "Ve işrak eden kimseler" denmektedir; "müşrik" değil "işrak eden kimseler" denmektedir. Nasıl "iman etmiş olanlar" ile "mü'minler" farklı ise, biri bir topluluğu diğeri ise örgütü ifade ediyorsa; "müşrikler" topluluğu, "işrak edenler" de onların teşkilatını, kurumunu ifade eder. Bir topluluğun kötü olması o topluluktaki fertlerin hepsinin kötü olmasını gerektirmez. Bir topluluğun iyi olması o topluluktaki bütün fertlerin iyi olmasını gerektirmez. "Yahudiler" topluluk ismidir... Burada kastedilen bütün Yahudiler ve bütün müşrikler değildir. "Ve" harfi ile birbirine bağlandıklarına göre ikisi bir oldukları zaman iman etmiş olanlara adavette en baştadırlar. Yani tek başına müşriklerin, tek başına Yahudilerin adaveti olmayabilir. Harfi tariflerle gelen ve birlikte iman etmiş olanlara en çok adavet besleyen kimlerdir? Komünist Yahudilerdir. Dünyayı fitneye veren, fesadı üreten, faizi meşrulaştıran Yahudilerdir. Burada kastedilen komünist Yahudilerdir, müşrik Yahudilerdir. Yahudilerden müşriklerle bir olan Masonlar gibi kimselerdir. Bütün İsrail oğullarını bunlardan saymak yanlıştır. Nitekim İsrail devleti kendisine "İsrail" adını koymuştur. Bize göre bu durum geçicidir. İlerde İsrail yönetimi İslâm ordularını ülkesine davet edecek ve huzurlu bir İsrail topluluğu oluşacak, huzurlu İsrail illeri olacaktır. İç düzenleri tamamen kendilerine ait olacaktır. Tüm dünya ile irtibatı olan bir İsrail sermayesi oluşacak, bu sermaye faizsiz sermaye olacaktır. Burası ilmin merkezi olacaktır. Mekke dinin merkezi olacaktır. İstanbul ekonominin merkezi olacaktır. Siyasetin merkezi için henüz bir delil bulunmamaktadır. Siyasetin merkezi demek süper güç demektir. Hangi süper güç "Adil (Ekonomik) Düzen"i benimserse orası süper güç olacaktır. Hakemlik sistemini kabul etmiş olacaktır. Bugün ABD, AB, Rusya; Çin ve Hint aday olarak görülüyor. Güney Amerika ve Afrika da olabilir ama şimdilik onlarda bir hareket yoktur. ABD'deki 200 ailelik sömürü merkezi Yahudiler ve onların yaygınlaşmış örgütü olan Masonlar faizli sömürü düzeninden tevbe ederlerse, gizliliklerine son verirlerse, Üçüncü Bin Yıla hizmetleri çok büyük olur. Ne var ki şimdilik onlarda böyle bir meyil görülmemektedir. Adil Düzen Çalışanlarının kimseye düşmanlıkları yoktur, kinleri yoktur. Olanı olduğu gibi ifade etmekte, yanlışları göstermekteyiz. Amerika'da otel odalarında alınan 28 Şubat kararını Türkiye'deki otel odalarında uygulayarak milletimize ve "Adil Düzen"e yaptıklarını gördükten sonra, bizden nasıl dostluk bekleyebilirler ki?! Şu şekilde bekleyebilirler; sadece ve sadece "gerçek anlamda tevbe etmeleri" ile bizim gibi olurlar. Batı beşyüz senedir hem Hıristiyanlara hem de Müslümanlara düşmanlık yapmaktadır. Tamamen İsrail oğullarından "Yahudi" olanların fitnesi ile bu düşmanlık devam etmektedir. Birinci ve İkinci Cihan Savaşlarının merkezlerinde Fransızlarla Almanlar yer alıyordu, asıl savaşlar bunlar arasında oluyordu. Ne vardı aralarında? Sermayenin tezgahı ve fitnesi. Sermaye ülkeler arasında düşmanlığı koyar, onu devamlı savaşmalarına sebep yapar. Türkiye'nin çevresinde Hatay, Halep, Musul, Nahcivan, Batum, Batı Trakya, Kıbrıs böyle sorunlu yerlere çevrilmiştir. Mustafa Kemal ve arkadaşları Yahudinin bu oyununu bildikleri için bütün bunlardan vazgeçerek ülkemize barışı getirdiler. Bugün yeryüzünü Batı medeniyeti sarmıştır. Bu medeniyet ateist medeniyettir. Bu medeniyet Hıristiyanlığı da mahvetmiştir. Yukarıda saydığımız İsrail oğullarından olan Yahudiler işrak edenlerle bir olarak beşyüz senedir adavet edenler olarak artık son günlerini yaşıyorlar. Yeniden mü'minlerle Hıristiyanlar işbirliği yapacak ve yeryüzünü kaplayan zulüm son bulacaktır. Yani biz diğer dinlerle değil dinsizlerle savaşmaktayız. Böylece diğer dinleri de dinsizlikten kurtarmış olacağız. Nitekim Bediüzzaman risalelerinde, geçici de olsa biz Hıristiyanlarla bir olarak şirki ve küfrü yenmeliyiz diyor.

No comments:

Post a Comment